Tren Yolculuğunda Sex Hikayesi
- GeceStory
- 14 Eyl
- 2 dakikada okunur
İstasyona adım attığımda gece, şehre derin bir sessizlik giydirmişti. Saatler gece yarısını gösterirken gökyüzü koyu lacivert bir battaniye gibi üzerimize serilmiş, hafif bir yağmur raylara parlak çizgiler bırakmıştı. Biletimi kontrol eden görevli gülümseyerek vagonu işaret etti. Uzun koridordan yürürken trenin metalik kokusu ve uzaktan gelen ray gıcırtıları içimi tuhaf bir heyecanla doldurdu. O gece yalnız yolculuk yapacağımı düşünüyordum; ama kapıyı açtığım anda kaderin başka bir planı olduğunu anladım.
Kompartımanın ışığı hafif loştu. Karşımda pencere kenarında oturan bir yolcu vardı: kalın bir kitap, yanında buharı tüten bir kahve… Kısa bir an birbirimize baktık. Gözleri, camdaki yağmur damlaları gibi derin ve davetkârdı. İçimden geçen ilk cümle “Bu gece uzun olacak” oldu.
Yerime oturup bavulumu yerleştirirken tren yavaşça hareket etti. Sessizlikle dolu ilk dakikalar boyunca sadece rayların ritmik sesi vardı. Ben kitabımı açmaya çalışırken, o aniden gülümseyip “Yağmurun sesi trenle birleşince sanki zaman duruyor,” dedi. O basit cümle, ikimizin arasındaki görünmez mesafeyi bir anda eritti.
Sohbetimiz küçük sorularla başladı. Nereye gittiğimi, neden gece yolculuğunu seçtiğimi sordu. Ben de onun şehir hikâyesini dinledim. Saat ilerledikçe tren, sanki sadece bizim için raylarda süzülüyordu. Cam kenarındaki yağmur, vagonun sessizliğine hafif bir melodi ekliyordu.
Bir süre sonra kompartımanın ısısı yükseldi. Elimdeki fincandan yayılan sıcaklık parmak uçlarıma işlerken, onun hafifçe bana yaklaşması kalbimin ritmini değiştirdi. Göz göze geldiğimiz anlarda trenin sarsıntısı ikimizi de birbirine biraz daha yaklaştırıyor, kelimeler daha fısıltılı çıkıyordu. Bazen yalnızca bakışıyorduk; bazen de aynı anda gülüp sessizliğe gömülüyorduk.
Gece yarısı ilerledikçe sohbetimiz derinleşti. Çocukluk anılarından hayallere, bitmemiş yolculuklardan henüz başlamamış düşlere kadar konuştuk. Dışarıda şehir ışıkları birer birer sönüyor, yalnızca uzaktaki köylerin loş lambaları geçip gidiyordu. Her yeni manzara, birbirimize biraz daha yakınlaşmamız için yeni bir sahne yaratıyordu.
Bir ara tren ani bir viraja girdi; hafif bir sarsıntıyla yan yana oturmak zorunda kaldık. O an sıcak nefeslerimiz birbirine karıştı. Ne o konuştu ne ben. Sadece rayların metalik melodisi vardı. Parmak uçlarımız istemeden birbirine değdi; sonra yavaşça kenetlenmiş gibi kaldı. Hiçbir sözcük bu sessiz anlaşmayı bozmaya cesaret edemedi.
Sabaha karşı gökyüzü griye dönerken ufuktan ilk ışıklar görünmeye başladı. Camdan süzülen ışık, onun yüzünde sanki yeni bir hikâye çiziyordu. Son durak anonsu yapıldığında, ikimiz de biten yolculuğun burukluğunu hissettik. Vagon kapısı açıldığında gülümsedi:“Bu geceyi asla unutmayacağım,” dedi. Ben de aynı sözü içimden tekrarladım.
Onun adını belki hiç öğrenemeyecektim ama kalbimde bu yolculuğun titreşimi uzun süre kalacaktı. Tren istasyondan ayrılırken ben hâlâ aynı yerde duruyordum; rayların uzaklaşan sesi, gecenin sırlarını saklayan bir melodi gibi kulaklarımda yankılanıyordu. sex hikayesi.



Yorumlar